4 Aralık 2014 Perşembe

Kalabalıklar içinde yalnızım demişti o dudaklar. O zaman gözlerim sadece izlemişti o dudakları. Yürek işe girmemişti. Anlamlandırmamıştı. Ya da üstüne düşünmeye bile değer bulmamıştı kim bilir. Kalabalıklar içinde yalnızım ne derinden söylenmiş bir cümleydi oysa. Kim bilir hangi buhranla dökülmüştü o sözcükler ağızdan. Şimdi ne de iyi anlıyorum seni. Bir bilsen ne derinden hissediyorum o kelimelerinin her nefes alışını,her kalp atışını. Her insanı ayakta tutan birileri vardır hayatında, Belki de tek bir yürek vardı o kişiyi hayatta tutan. Ama vardı işte. Ya kimsesi yoksa o kişinin, O daha kötü değil miydi, sahiden? Daha acıtmaz mıydı o yüreği? Bilemedim hangisi daha ağır gelirdi bu yüreğe? İkisi de beter be kardeşim.
Cahit Sıtkı hocamla konuşuyorum karşılıklı. Konuşmaktan ziyade dertleşiyoruz sanki Dökülüveriyor dudaklarından birden. ''Öyle eksildik ki yaşarken, Bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz. Yalnızlığımızla çoğalıp kalabalıklığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız. Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz…'' Bana o kadar çok şey söylüyor ki Adeta içimi okuyor. Ne iyi geliyor onla sohbet. Beni derinden hisseden birilerinin varlığı içimi ısıtıveriyor. Bu akşamki konuşmamızdan sonra kalkıyorum istemeyerek. Evime gidiyorum. Aklımda ustamın sözleri ilerliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder